”İnsanın toplumsal yaşamı, tıpkı diğer türlerin yaşamı gibi bir var olma mücadelesidir ve bundan dolayı bir selektif adaptasyon sürecidir. Toplumsal yapının evrimini belirleyen ise, kurumların seleksiyon sürecidir. Beşeri kurumlarda ve beşeri karakterde görülmüş ve görülmekte olan ilerleme, genel olarak, en uygun düşünce alışkanlıklarının doğal seleksiyonuna ve bireylere dayatılan mecburi adaptasyon sürecine -cemaatin büyümesi ve insanların …
HSBO Sözlük
İnsan (T. B. Veblen)
”Diğer hayvanlar gibi insan da yaşadığı çevreden gelen uyarıcılara tepki veren bir eyleyendir. Diğer türler gibi, alışkanlık ve eğilimlere tabidir. Ancak diğer türlerden daha üstün bir mevkide olarak insan, bulunduğu eylemleri yönlendiren kişinin alışkanlıklarını zihinsel olarak sindirip bu alışkanlık ve eğilimlerin yöneliminin önemini anlar. İnsan, saygı duyulacak zekâya sahip bir eyleyendir. Selektif gereklilik açısından amaca …
İnsan Doğası (T. B. Veblen)
”İngiliz ya da Kıta Avrupası iktisatçılarına ait olup olmadığı fark etmeksizin, araştırmaya konu olan insan malzemesi hedonist terimlerle tasarlanır, yani pasif ve esas itibariyle durağan ve değiştirilemez olan veri insan doğası terimleriyle. İktisatçıların psikolojik ve antropolojik ön-kabulleri, birkaç nesil önce psikoloji ve sosyal bilimlerde kabul gören ön-kabullerdir. Hedonist insan kavrayışına göre insan, şimşek gibi hızlı …
İlk Birikim (K. Marx)
“Sermaye birikimi artık değerin varlığını, artık değer kapitalist üretimin, bu ise meta üreticilerinin elinde önemli büyüklükte sermaye ve emek gücü kütlelerinin varlığını bir ön koşul olarak gerekli kılar. Dolayısıyla, bütün bu hareket, ancak kapitalist birikimi önceleyen ve kapitalist üretimin sonucu değil, onun çıkış noktası olan bir ‘ilk birikim’in (Adam Smith’de ‘previous accumulation’) varlığını kabul ederek …
Toplum (K. Marx)
“Biçimi ne olursa olsun, toplum nedir? İnsanların karşılıklı eylemlerinin ürünü. İnsanlar kendileri için şu ya da bu biçimde bir toplum seçmekte özgür müdürler? Asla. İnsanın üretici güçlerinin belirli bir gelişme aşamasını alırsanız, belirli bir ticaret ve tüketim biçimi elde edersiniz. Üretimde, ticarette, ve tüketimde belirli gelişme aşamalarını alırsanız, buna tekabül eden bir aile, zümreler ya …
Mülkiyet (K. Marx)
“Her tarihsel çağda mülkiyet, değişik biçimlerde ve birbirlerinden tümüyle farklı toplumsal ilişkiler içinde gelişmiştir. Demek ki, burjuva mülkiyetini tanımlamak, burjuva üretimin tüm toplumsal ilişkilerinin açıklanmasından başka bir şey değildir. Mülkiyeti, sanki bağımsız bir ilişki, ayrı bir kategori, soyut ve ölümsüz bir düşünceymiş gibi tanımlamak, metafiziğin ya da hukukun kuruntusundan başka bir şey olamaz” (Marx, 1999: …
Fetişizm (K. Marx)
Fiziksel şeyler arasında fiziksel bir ilişki vardır. Ama metalarda bu farklıdır. Şeylerin, qua metaların varlığı, ve bunlara meta damgasını vuran emek ürünleri arasındaki değer ilişkisi ile bunların fiziksel özellikleri ve bu özelliklerden doğan maddi ilişkiler arasında mutlak olarak bağ yoktur. Burada, insanlar arasındaki belirli toplumsal ilişki, onların gözünde, şeyler arasında düşsel bir ilişki biçimine bürünüyor… …
Kullanım Değeri (K. Marx)
Bir şeyin yararlılığı, onu, kullanım-değeri haline getirir. Ama bu yararlılık, belirsiz bir şey değildir. Metaın fiziksel özellikleriyle sınırlı olduğu için, o, matadan ayrı bir varlığa sahip değildir… Mataın bu özelliği, o metaın yararlı niteliklerinden yararlanmak için gerekli olan emek miktarına bağımlı değildir. Kullanım-değeri ele alınırken, biz, her zaman, şu kadar düzine saat, şu kadar metre …
Tarih Anlayışı (K. Marx ve F. Engels)
‘‘Bu tarih anlayışı, idealist tarih anlayışı gibi, her dönemde bir kategori aramak zorunda değildir, ama o, daima tarihin gerçek zeminine basar; pratiği fikirlere göre açıklamaz, fikirlerin oluşumunu maddi pratiğe göre açıklar (…)” (Marx ve Engels, 2004: 68 italik orijinalinde). Kaynakça Marx K. ve Engels F. (2004) Alman İdeolojisi (Fuerbach), Çev. Sevim Belli, Beşinci Baskı, Ankara, …
Diyalektik Yöntem (K. Marx)
‘‘Benim diyalektik yöntemim, Hegelci yöntemden yalnızca farklı değil, onun tam karşıtıdır da. Hegel için insan beyninin yaşam süreci, yani düşünme süreci –Hegel bunu ‘Fikir’ (Idea) adı altında bağımsız bir özneye dönüştürür- gerçek dünyanın yaratıcısı ve mimarı olup, gerçek dünya, yalnızca ‘Fikir’in dışsal ve görüngüsel (phenomenal) biçimidir. Benim için ise tersine, fikir, maddi dünyanın insan aklında …