HERETİK SOSYAL BİLİM OKULU  

MANİFESTO

 

Türkiye ve dünyada sosyal bilimin krizi, varoluş koşullarının (yani üniversitelerin) dönüştürülmesi suretiyle, egemen sınıf ve grupların çıkarları doğrultusunda kimi zaman “ehlileştirilmiş” kimi zaman tamamıyla tabi, her hâlükârda kendisinden beklenileni sorunsuzca veren disiplinler yaratma iradesinin tezahürüdür. Türkiye özelinde, sosyal bilim bölümleri, kahir ekseriyetinde, yükseköğrenime erişim talebinin karşılanmasında yerinde getirdikleri “tedrisi barınak” işlevi dışında, gündelik rutinlerinde “tedrisi yavanlıklar” aktarmakla yetinen, yürütülen tez ve araştırmalarda ise otosansürün kelime tercihlerine kadar belirleyici olduğu bir dönemi tecrübe etmektedir. Türkiye üniversitelerinin mevcut gelişimde sosyal bilim yapmanın koşulları her geçen gün hızla ortadan kalkmaktadır.

Bu ahval ve şerait karşısında Heretik Sosyal Bilim Okulu (HSBO);

  • Cari bilim pratiklerine karşı bilimi savunmanın vaadidir. 
  • Eleştirel düşüncenin ve müdahil bir sosyal bilimin vazgeçilmezliğinin savunusudur. 
  • Üniversitelerin mevcut örgütlenme yapısının taşıdığı düşünce alışkanlıklarını sorgulayan bir kurum tesis etme çabasıdır; başka bir öğrenme ve araştırma pratiğinin mümkün olduğunun vaadidir; üniversiteye karşı üniversiteyi savunmaktır.   
  • Ortak kanının kategorilerinin tedrisi bir dile aktarımından başka bir şey olmayan ve bu yolla müesses nizamın takdirini kazanan bir akademik düşünce ve yazım pratiği karşısına, kavramsal yaratıcılıkla yöntemsel ve analitik özeni birleştiren bir araştırma pratiğinden doğmuş güçlü ve temelli itirazlar koymaktır. 
  • Baskın bir yerlilik söyleminin kültüralist coşkuyla birleştiği noktada “bize” özgüyle, “bizim” biricikliğimizle ilgilenmeyi sosyal bilim sanan bir pratik karşısına, tekraren ve yılmaksızın, hususi olanda mıhlanmış geneli, farklı olanda benzeşeni, karşılaştırmalı bir sosyal bilim pratiğinin bu yönde ulaştığı güçlü ve ezber bozucu sonuçları çıkarmak ve karşılaştırma yoksa sosyal bilim de yoktur şiarını ısrarla vurgulamaktır. 
  • Bir yandan M. Mauss’un armağan kuramıyla (“bütüncül olgu”) açtığı yolu, diğer yandan politik ekonomi geleneğini takiben ve muğlak “disiplinlerarası” nosyonunun işaret ettiğinin de ötesine giderek sosyal bilimin tek ve bir olduğunu, yani disiplinlerarası mevcut bölünmenin, kurumsal ve korporatif çıkarları ve içsel bir hiyerarşiyi yeniden üretme dışında toplumsalı kavramada en büyük engellerden birini teşkil ettiğini ve toplumsal olguların karmaşıklığına ve çok yönlülüğüne nüfuz etmede hiçbir disiplinin tek başına yeterli olamayacağını vurgulamaktır. 
  • Tedrisat karşısında bir zanaatın aktarımı fikrini savunmak, fakat bunun çokça görüldüğü üzere bir mürşit-mürit ilişkisine dönüşmeksizin de mümkün olabileceğini göstermektir. 
  • Teorisist ayartmalara kapılmamak, toplumsalın karmaşıklığı önünde eğilmek, kestirme ve indirgemeci cevaplardan kaçınmak, ampiri ve teorinin çelişkili ve çatışmalı birlikteliğini her daim göz önünde tutmaktır.

Heretik’in, 2013 yılındaki kuruluş manifestosunun kapanış cümlesini, 9 yıl sonra buraya aktararak bitirelim: [Halen] bir derdimiz var; davet bizden icabet sizden…